GÜPÜR
Osmanlı Devleti I.Dünya Savaşında yenildikten sonra karanlık bir döneme girilmiştir.Bundan kurtulmak için Milli mücadele başlar.Eli silah tutan herkes milli mücadeleye çağrılmaktadır.Seferberlik ilan edilir. Ancak buna katılmayanlar da vardır.Ülkemizin birçok yerinde olduğu gibi asker kaçaklarına Reşadiyede de rastlanmaktadır.Güpür ve arkadaşları bu kaçaklardan bazılarıdır.
Asıl adı Ömer olan Güpür aslen Bereketlilidir.Fakat Taşlıca(kotanı) Köyüne iç güveyi gelmiş ve buraya yerleşmiştir.Güpür kendisi gibi kaçaklarla bir çete oluşturmuştur. Bu çete içinde Nebişeyh'ten Halil. Yolüstünden Tıraş gibi kaçaklar da vardır. Bu çete grubu acımasızlıkları ve zorbalıklarıyla kendilerini kabul ettirmişlerdir. Ancak bu yıllarda Baydarlı yakınlarındaki Yaylıcı Rumlarından Kara Yorginin de bir çetesi vardır. Güpür çetesi ile Kara Yorgi çetesi arasında zaman zaman çatışmalar çıkmaktadır. Bu mücadele çevre köylerini azınlık çetelerine karşı koruma özelliğinide taşımaktadır. Bunların asıl barınma yerleri Çal Dağıdır.
Çetenin içinde yiğitliği ile tanınan Nebişeyhli Halil Çal değında askerlerce yakalanır ve Sivas cezaevine götürülür. Halil bir süre sonra Sivas cezaevinden kaçmayı başarır ve Çal Dağına geri döner. Tekrar yakalanıp Sivas Cezaevine götürürlürken yolda af çıktığı duyulur ve serbest bırakılır.
Güpür, Halil ve arkadaşları için kaynağı belli olmayan bir türkü yakılmıştır.Günümüze kadar uzanan türkünün sözleri ise;
Güpürüm küçüceksin
Beşli'yi nideceksin
Kaymakam'ın önünde
Ne cevap vereceksin
Çal dağı'nın tepesi
Görünmüyor ötesi
Yürümüşde geliyor
Halil'imin çetesi
Çal Dağının başına
Bir daha çıkarmıyım
Meşenin dallarına
Beşliyi asar mıyım
Çal dağının başına
Arka verdim taşına
Akılanmadık Halil
Neler geldi başına
Güpür Bereketlili
Halil bilmem nereli
İkiside bir boyda
Başlıkları sırmalı
Güpür geliyor güpür
Oniki uşağınan
Gelme imamın Ömer
Vururum fişeğinen
Meşe meşeye değmiş
Meşe boynunu eğmiş
Verin bana martini
Halilin eli değmiş